hesabın var mı? giriş yap

  • ailece yemek yiyorsunuz... ya da belki de cancişlerinizle... besinler bünyeye girdikçe huzur doluyor alyuvarlar, akyuvarlar... o sırada ortamın umumiyetle hakimi olan şahıs o ölümcül geyiği açıyor: "şu yemeği dışarda yeseydik en az x milyondu"...

    bir başkası onaylıyor: "x milyon mu? ne x milyonu, en az y milyon..."

    ve öldürücü vuruş geliyor - eğer söz konusu geyiğin aktığı mecra ailemizle yediğimiz bir yemek ise bu vuruşu yapan kişi genelde annedir- :

    "bu kadar da temiz olmazdı..."

    yancı onaylaması (hala/dayı/teyze/kardeş/canciş): "kim bilir nasıl yapıyorlar, bilemiyorsun ki kirli mi temiz mi... gözümüzle gördük, elimizle yaptık en güzeli böyle evde yemek..."

  • son zamanlarda çok anarşistim.

    dün polis gbt ve üst kontrolü için beni çevirdi.

    kimliğimi istedi.
    çıkardım verdim.

    çantanı arayacağım dedi.
    buyrun lütfen diyip çantamı uzattım.

    çantamı karıştırırken,
    içinde bir şey buldu...
    flüt temizleme bezim.

    ne olduğunu anlamak için baya bir eline alıp kurcaladı.
    ve ben de dur yapma o bez iğrenç tükürük içinde demedim.

    bütün elleri kuru tükürük oldu ve hiç karışmadım.
    anarchy in söğütlüçeşme!

  • çoğu firma personel ararken, aradığı personel erkek ise bir tane şart vardır okuyanlar görür.

    askerliğini yapmış ya da şu kadar sene tecilli.

    firma burada der ki ben seni alacağım, yetiştireceğim, işe adapte edip tam kaymağını yiyeceğim vakit askere gidiyorum dersen sana yaptığım bütün yatırımlar piç olur. işte bu yüzden bu şartları ararlar.

    bu regl döneminde izinle alakalı diyelim ki 1 gün yasal oldu.

    bu demek oluyor ki kadın senede en az 14-15 gün izin kullanacak. bunun üstüne yasal hakkı olan 14 iş günüde eklenecek yani toplamda 1 ay izin kullanmış olacak. ki bu süreler devlet memurları ya da en az 5 senelik personel için daha uzun olacak. kendi çalıştığım firma için söyleyeyim sadece 6 tane erkek personel var bütün şubelerin ve genel merkezin toplamında. geri kalan bütün personelimiz kadın sektör olarak zaten erkek personel bulmak neredeyse imkansız bulduklarınızın da iş tecrübesi hiç yok. bendi çalıştığım firmadan örnek verirsem bu izin yasalaştığı zaman şirkette her gün en az 2-3 kadın işe gelemeyecek ve bu bütün ay düzenli şekilde devam edecek demek oluyor.

    personel için izin kullanmak elbette güzel ve sevindirici bir durum fakat kendinizi iş veren olarak düşünürseniz sizce bu yasa çıktıktan sonra bu kadar kadın istihdam etmeye devam edilir mi ? siz iş veren olsanız ve toplam 106 tane personeliniz olsa bunların da 100 tanesi kadın olsa istemeseniz de değişikliğe gitmek zorunda kalmaz mısınız ? yani bu kanunu destekleyen kadın kendi bacağına sıkıyordur ileriyi göremiyordur başka bir kafa değil bu.

    he memur kadınlar için durum farklı memurluktan atacak değiller. ama özel sektörde bütün dengeler 1 sene içinde değişir. bu izin yasalaştığında sevinç çığlıkları atan kadınlar da 1 sene sonra evde esra erol izlemeye başlar.

  • açıklamasının arkasında olduğunu açıklayan sanatçı.

    helal olsun yan çizmedi, yanlış anlaşıldım filan demedi acıklamamın arkasındayım dedi.

  • kimilerine doğuştan default olarak gelen özellik. karşı cins konusunda yanlızlık çekmeyeni boldur bu tiplerin. etraflarından "karşı cins" asla eksik olmaz. cep telefonları susmaz. iyi arkadaşlar, dostlar asla eksik olmaz. eksik olan tek şey bireyin aşık olunma ihtiyacıdır. o da zaten karşılanmaz.

    "iyi insan", "zarar gelmez insan", "partilere, düğüne, derneğe çağırılan insan"dır. ama kimse onun "sevilme" ihtiyacını anlamaz. "lan öyle sevmeyin, başka türlü sevin" mesajlarını ya kimse anlamaz, ya da yanlış anlar. karşı tarafa "ulan ilişki yaşamak istiyorum" diye açık açık bildirimde bulunduklarında, karşı taraftan "sana aşık olacak birini bulalım"la gelirler. ya da "doğru kişi henüz karşına çıkmadı"yla. 30larına geldiklerinde jeton düşer, boşverirler aşkı falan. aşka inançları kalmaz.

    acayiptir, gariptir, birey kendini toplumdan değilmiş gibi hisseder.

    yıllar sonra gelen edit: beni çok seven. biriyle evlendim. buradan şu dersi çıkarıyoruz, umudumuzu hiç bir zaman kaybetmiyoruz.